Huber Köşkü (Tarabya) – Boğaziçi’nin Art Nouveau Mirası
Boğaziçi’nin Rumeli yakasında, Sarıyer’e bağlı Tarabya Koyu’nun güneyinde, Yeniköy–Tarabya sahil yolu üzerinde konumlanan Huber Köşkü; geniş bir koruluk, yardımcı yapılar ve seradan oluşan etkileyici bir yalı–malikâne kompleksidir. Konumu ve peyzajıyla İstanbul’un en seçkin tarihî konut dokularından birini temsil eder.

Kısa Tarihçe
Köşk, 19. yüzyılın sonlarında Boğaziçi sosyetesinin tanınmış Huber Ailesi tarafından, Ermeni kökenli Düzoğlu ve Tıngıroğlu ailelerinden satın alınan arazi üzerinde şekillenmeye başladı. Ailenin silah ticareti ve temsilcilikleriyle (Mauser, Krupp) bilindiği dönemde üç aşamalı bir inşa süreci yaşandı; 1905–1906 yıllarında İtalyan mimar Raimondo D’Aronco’nun ek bina ve detay katkılarıyla yapı bugünkü karakterini kazandı.
Bazı kaynaklar, ilk yapının mimarını A. Perpignani olarak anıp yaklaşık 1903 tarihine işaret eder; sonrasındaki ekler ise D’Aronco’ya atfedilir.
I. Dünya Savaşı sonrası Huber Ailesi İstanbul’dan ayrıldı; malikâne önce Maliye Nazırı Necmeddin Molla’ya, ardından Mısır Prensesi Kadriye Hanım’a geçti; daha sonra Notre Dame de Sion topluluğuna devredildi. Yapı 1973’te kamulaştırıldı.
1985’ten bu yana kompleks, T.C. Cumhurbaşkanlığı Tarabya Yerleşkesi kapsamında Cumhurbaşkanlığı köşkü olarak kullanılmaktadır.
Mimari ve Peyzaj
Huber Köşkü; ana konutun yanı sıra büyük ahır–arabalık, hizmetli konutu, iki küçük şale ve sera gibi yapılardan oluşur. D’Aronco’nun etkisiyle Art Nouveau üslubunun zarif detayları cephe, merdiven, korkuluk ve dekoratif donatılara yansır. Koruluk, İngiliz bahçesi anlayışını taşıyan düzeni ve nadide ağaçlarıyla Boğaziçi’nin önemli yeşil alanlarındandır.
Emlak Perspektifi
Tarabya–Yeniköy hattı, tarihî doku ve nitelikli peyzajıyla İstanbul’un en prestijli kıyı yerleşimlerinden biridir. Huber Köşkü gibi üst segment tarihî yapıların varlığı, bölgedeki yalı ve konak piyasasının nadirlik–değer ilişkisini güçlendirir. (Genel bilgi)
Tepkiniz Nedir?






